Şurubun hazırlanması:
yarım su bardağı sıcak su
1 çorba kaşığı süt
1 çorba kaşığı nescafe
1 çorba kaşığı şeker
Şurup için yazılan malzemeler karıştırılır ve kedi dillerinin üstüne dökülür.
Kremanın hazırlanması:
yarım kg süt
2 çorba kaşığı un
2 yumurta sarısı
1,5 çay bardağı şeker ocakta pişirilir.Daha sonra labne peyniri+vanilya eklenir.Mikserle çırpılır.İlk sıcaklığı çıktıktan sonra kedi dillerinin üstüne pişirilen harç dökülür. Soğuduktan sonra üstüne kakao serpilir.
AFİYET OLSUN:)
28 Mayıs 2012 Pazartesi
23 Mayıs 2012 Çarşamba
Gitme İstemem
Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın
canı.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.
İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Bensiz geçme, ey zaman, istemem.
Sen benimle beraberken
Hem bu dünya güzel bana, hem o dünya güzel.
İstemem, bensiz kalma bu dünyada sen,
O dünyaya bensiz gitme, istemem.
İstemem, ey dizgin, bensiz at sürme.
İstemem, ey dil, bensiz okuma.
İstemem, ey göz, bensiz görme.
Bensiz uçup gitme, ey ruh, istemem.
Senin aydınlığındır aya ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir aysın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem.
Gül sayesinde yanmaktan kurtulan dikene bak bir.
Sen gülsün, bense senin dikeninim madem,
Gül bahçesine bensiz gitme, istemem.
Senin gözün bende iken
Ben senin çevganın önündeyimdir.
Ne olur, öylece bak dur bana,
Bırakıp gitme beni, istemem.
O güzelle berabersen, sen ey neşe,
İstemem, sakın içme bensiz.
Hünkarın damına çıkarsan, ey bekçi,
Sakın bensiz çıkma, istemem
Bir şey yoksa bu yolda senden,
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Bensiz geçme, ey zaman, istemem.
Sen benimle beraberken
Hem bu dünya güzel bana, hem o dünya güzel.
İstemem, bensiz kalma bu dünyada sen,
O dünyaya bensiz gitme, istemem.
İstemem, ey dizgin, bensiz at sürme.
İstemem, ey dil, bensiz okuma.
İstemem, ey göz, bensiz görme.
Bensiz uçup gitme, ey ruh, istemem.
Senin aydınlığındır aya ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir aysın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem.
Gül sayesinde yanmaktan kurtulan dikene bak bir.
Sen gülsün, bense senin dikeninim madem,
Gül bahçesine bensiz gitme, istemem.
Senin gözün bende iken
Ben senin çevganın önündeyimdir.
Ne olur, öylece bak dur bana,
Bırakıp gitme beni, istemem.
O güzelle berabersen, sen ey neşe,
İstemem, sakın içme bensiz.
Hünkarın damına çıkarsan, ey bekçi,
Sakın bensiz çıkma, istemem
Bir şey yoksa bu yolda senden,
Bitik bu yola düşenlerin hali.
Ben senin izindeyim, ey izi görünmez dost,
Bensiz gitme, istemem.
Ne yazık bu yola bilmeden, rastgele girene!
Sen ey, gideceğim yolu bilen,
Sen ey yolumun ışığı, sen ey benim değneğim,
Bensiz gitme, istemem.
Onlar sadece aşk diyorlar sana,
Oysa aşk sultanı mısın sen benim.
Ey, hiç kimsenin düşüne sığmayan dost,
Bensiz gitme, istemem.
Ben senin izindeyim, ey izi görünmez dost,
Bensiz gitme, istemem.
Ne yazık bu yola bilmeden, rastgele girene!
Sen ey, gideceğim yolu bilen,
Sen ey yolumun ışığı, sen ey benim değneğim,
Bensiz gitme, istemem.
Onlar sadece aşk diyorlar sana,
Oysa aşk sultanı mısın sen benim.
Ey, hiç kimsenin düşüne sığmayan dost,
Bensiz gitme, istemem.
Mevlana Celaleddin Rumi
20 Mayıs 2012 Pazar
17 Mayıs 2012 Perşembe
Tut Yüreğimden Ustam
Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sukut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; .... pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.
Ustam,
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.
Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.
Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...
SERKAN UÇAR
16 Mayıs 2012 Çarşamba
Sevgileri yarınlara bırakmayın...
Henüz hayatının baharı sayılabilecek bir yaşta, on
sekiz yaşındaydı. Ancak tedavisi mümkün
olmayan ölümcül bir kansere
yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapatmıştı kendini... Sokağa çıkmıyordu. Annesi,
bir de kendisi. 0 kadardı bütün hayatı... Bir gün fena halde sıkıldı,
dayanamadı, attı kendini sokağa... Bir yığın vitrin önünden geçti, tam bir CD
satan dükkânı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu, geri döndü, kapıdan içeri,
gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika
bir genç kızdı tezgâhtar... Hani, ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp
kalmıştı işte... İçeri girdi. Kız, gülümseyerek koştu; "Size nasıl yardım
edebilirim?" diye. Nasıl bir gülümsemeydi o! Hemen oracıkta ona âşık olduğunu
söylemek istedi kıza... Kekeledi, geveledi, sonra "Evet!" diyebildi.
Rast gele birini işaret ederek; "Evet, şu CD'yi bana sarar mısınız?"
dedi. Kız CD'yi aldı, içeri gitti, az sonra paketle geri geldi. Genç kızdan
aldı paketi, çıktı dükkândan, evine döndü. Paketi açmadan dolabına attı...
Ertesi sabah gene gitti aynı dükkâna... Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı,
aidi eve getirdi, attı paketi dolaba gene açmadan... Günler hep alınıp,
sardırılan CD'lerle geçti. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine
açıldı sonunda... Annesi; "Git konuş oğlum, ne var bunda?" dedi.
Ertesi sabah, bütün cesaretini topladı, erkenden dükkâna gitti. Bir CD seçti.
Kız gülerek aldı CD'yi, arkaya gitti paketlemeye. Kız içerdeyken bir kâğıda
"Sizinle bir gece çıkabilir miyiz?" diye yazdı, altına telefon
numarasını ekledi, notu kasanın yanına koydu gizlice. Sonra, paketini alıp
kaçtı gene dükkândan... İki gün sonra evin telefonu çaldı... Anne açtı
telefonu. Dükkândaki tezgâhtar kızdı arayan. Delikanlıyı istedi, notunu yeni
bulmuştu da... Anne ağlıyordu, "Dün kaybettik oğlumu." dedi.
Cenazeden birkaç gün sonra anne, oğlunun odasına girebildi sonunda. Ortalığa
çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı, oraya atılmış bir yığın açılmamış paket
gördü. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı. İçinde bir
CD vardı, bir de minik not... "Merhaba, sizi öyle tatlı buldum ki, daha
yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı? Sevgiler...
Jacelyn." Anne, bir paketi daha açtı, onda da bir CD ve bir not vardı:
"Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık.
Sevgiler.. Jacelyn."
Kaçış Planı
Amerika’da, müebbet hapis
cezasına çarptırılan bir adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını
düşünüyomuş. Bir gün bahçede volta atarken gardiyanların bir tabutu cenaze
arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası
büyük bir cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı’nın rahmetine
kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bir gün tabuta
konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan
korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul
etmiş.
Gardiyan adama, gece cenazelerin
bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun
içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı
mezardan çıkaracakmış.
Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma
ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine
girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa
götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.
Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak
gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen
giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bir zaman geçip de
hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. “Acaba kendim
çıkabilir miyim?” diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını
çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış.
Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!:)
11 Mayıs 2012 Cuma
7 Mayıs 2012 Pazartesi
Havuçlu Tarçınlı Kek Tarifi - (Issız Adam Keki:) )
Malzemeleri:
3 adet yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
2,5 su bardağı un
1 su bardağı havuç rendesi
1 su bardağı ceviz
1 paket kabartma tozu
2 tatlı kaşığı tarçın
1 paket vanilya
Yapılışı:
Geniş ve derin bir kaba yumurtaları kırın.
2 su bardağı şekeri ekleyip (şeker tamamen eriyene kadar) mikserin en yüksek hız ayarıyla karıştırın.
Sıvıyağ, rendelenmiş havuç ve 1 su bardağı dövülmüş cevizi ekleyip karıştırmaya devam edin.
Unu ve tarçını ekleyip tamamen özleşmelerini sağlayın.
1 paket kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip, en düşük hız ayarında 2-3 kez karıştırın.
Fırını kek ayarında 175C'ye getirin.
Kek kalıbının tüm iç yüzeyini fırça yardımıyla sıvıyağ ile yağlayın.
Harcı kalıbın içine boşaltın.
Kalıbı fırına yerleştirip kekin içi tamamen pişene kadar pişirin.
Kek pişince kalıbından çıkartmadan biraz soğumasını bekleyin.
Afiyet olsun:)
3 adet yumurta
2 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvı yağ
2,5 su bardağı un
1 su bardağı havuç rendesi
1 su bardağı ceviz
1 paket kabartma tozu
2 tatlı kaşığı tarçın
1 paket vanilya
Yapılışı:
Geniş ve derin bir kaba yumurtaları kırın.
2 su bardağı şekeri ekleyip (şeker tamamen eriyene kadar) mikserin en yüksek hız ayarıyla karıştırın.
Sıvıyağ, rendelenmiş havuç ve 1 su bardağı dövülmüş cevizi ekleyip karıştırmaya devam edin.
Unu ve tarçını ekleyip tamamen özleşmelerini sağlayın.
1 paket kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip, en düşük hız ayarında 2-3 kez karıştırın.
Fırını kek ayarında 175C'ye getirin.
Kek kalıbının tüm iç yüzeyini fırça yardımıyla sıvıyağ ile yağlayın.
Harcı kalıbın içine boşaltın.
Kalıbı fırına yerleştirip kekin içi tamamen pişene kadar pişirin.
Kek pişince kalıbından çıkartmadan biraz soğumasını bekleyin.
Afiyet olsun:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)