11 Haziran 2012 Pazartesi

Biz seninle...



...
biz bu aşkta aceleci bir okul çocuğunun kareli matematik defterinin sayfalarına çizdiği resim ödevi kadar zıttık.
güzel olabilirdik...
ama...
yanlış yerde...
yanlış sayfalardaydık...
daha başlarken sınıfta kaldık...

...
biz seninle çelik kuşlardan Afrikalı çocuklara konserve atan insanlık gibiydik...
onlara ulaştık sandık...
sandık...
ama...
asla ulaşamadık...
saramadık...
sarılamadık...

...
biz seninle Kudüste aynı Allah için kavga eden iki dinin mensubu gibiydik...
aynı Allah'a kendimizce yaranmaya çalıştık...
kendimizce O’na taptık...
oysa belliydi her şey...
taa baştan yanlış yaptık...
boşa uğraştık...
boşa başladık...

...
biz seninle gündüzlerin ve gecelerin uğruna harcandığı bir aşk romanın son cümlesindeki üç nokta gibiydik...
devam etmeliydik...
yürümeliydik...
yarım kalmamalıydık...
yapamadık...
ilk virgül de takıldı ayağımız...
düşüp kalkamadık...
bir sen...
bir ben...
bir de aşkımız...
üç nokta olup yarım yamalak ortada kaldık...

İbrahim Baysu

28 Mayıs 2012 Pazartesi

TİRAMİSU

Şurubun hazırlanması:
yarım su bardağı sıcak su
1 çorba kaşığı süt
1 çorba kaşığı nescafe
1 çorba kaşığı şeker
Şurup için yazılan malzemeler karıştırılır ve kedi dillerinin üstüne dökülür.
Kremanın hazırlanması:
yarım kg süt
2 çorba kaşığı un
2 yumurta sarısı
1,5 çay bardağı şeker ocakta pişirilir.Daha sonra  labne peyniri+vanilya eklenir.Mikserle çırpılır.İlk sıcaklığı çıktıktan sonra kedi dillerinin üstüne pişirilen harç dökülür. Soğuduktan sonra üstüne kakao serpilir.
                                                                                                    AFİYET OLSUN:)

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Gitme İstemem


Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın canı. 
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem. 



İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme 
İstemem, ey ay, bensiz doğma. 
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma 
Bensiz geçme, ey zaman, istemem. 

Sen benimle beraberken 
Hem bu dünya güzel bana, hem o dünya güzel. 
İstemem, bensiz kalma bu dünyada sen, 
O dünyaya bensiz gitme, istemem. 

İstemem, ey dizgin, bensiz at sürme. 
İstemem, ey dil, bensiz okuma. 
İstemem, ey göz, bensiz görme. 
Bensiz uçup gitme, ey ruh, istemem. 

Senin aydınlığındır aya ışığını veren geceleyin. 
Ben bir geceyim, sen bir aysın madem, 
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem. 

Gül sayesinde yanmaktan kurtulan dikene bak bir. 
Sen gülsün, bense senin dikeninim madem, 
Gül bahçesine bensiz gitme, istemem. 

Senin gözün bende iken 
Ben senin çevganın önündeyimdir. 
Ne olur, öylece bak dur bana, 
Bırakıp gitme beni, istemem. 

O güzelle berabersen, sen ey neşe, 
İstemem, sakın içme bensiz. 
Hünkarın damına çıkarsan, ey bekçi, 
Sakın bensiz çıkma, istemem 

Bir şey yoksa bu yolda senden, 
Bitik bu yola düşenlerin hali.
Ben senin izindeyim, ey izi görünmez dost,
Bensiz gitme, istemem.

Ne yazık bu yola bilmeden, rastgele girene!
Sen ey, gideceğim yolu bilen,
Sen ey yolumun ışığı, sen ey benim değneğim,
Bensiz gitme, istemem.

Onlar sadece aşk diyorlar sana,
Oysa aşk sultanı mısın sen benim.
Ey, hiç kimsenin düşüne sığmayan dost,
Bensiz gitme, istemem.
                                      Mevlana Celaleddin Rumi

17 Mayıs 2012 Perşembe

Tut Yüreğimden Ustam




Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sukut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; .... pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.

Ustam,
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden. 

Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun, 
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...
                                  SERKAN UÇAR

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Sevgileri yarınlara bırakmayın...


 Henüz hayatının baharı sayılabilecek bir yaşta, on sekiz yaşındaydı. Ancak tedavisi mümkün
olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapatmıştı kendini... Sokağa çıkmıyordu. Annesi, bir de kendisi. 0 kadardı bütün hayatı...   Bir gün fena halde sıkıldı,
dayanamadı, attı kendini sokağa... Bir yığın vitrin önünden geçti, tam bir CD satan dükkânı da geride bırakmıştı ki, bir an durdu, geri döndü, kapıdan içeri, gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgâhtar... Hani, ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı işte... İçeri girdi. Kız, gülümseyerek koştu; "Size nasıl yardım edebilirim?" diye. Nasıl bir gülümsemeydi o! Hemen oracıkta ona âşık olduğunu söylemek istedi kıza... Kekeledi, geveledi, sonra "Evet!" diyebildi. Rast gele birini işaret ederek; "Evet, şu CD'yi bana sarar mısınız?" dedi. Kız CD'yi aldı, içeri gitti, az sonra paketle geri geldi. Genç kızdan aldı paketi, çıktı dükkândan, evine döndü. Paketi açmadan dolabına attı... Ertesi sabah gene gitti aynı dükkâna... Gene bir CD gösterdi kıza, sardırdı, aidi eve getirdi, attı paketi dolaba gene açmadan... Günler hep alınıp, sardırılan CD'lerle geçti. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda... Annesi; "Git konuş oğlum, ne var bunda?" dedi. Ertesi sabah, bütün cesaretini topladı, erkenden dükkâna gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı CD'yi, arkaya gitti paketlemeye. Kız içerdeyken bir kâğıda "Sizinle bir gece çıkabilir miyiz?" diye yazdı, altına telefon numarasını ekledi, notu kasanın yanına koydu gizlice. Sonra, paketini alıp kaçtı gene dükkândan... İki gün sonra evin telefonu çaldı... Anne açtı telefonu. Dükkândaki tezgâhtar kızdı arayan. Delikanlıyı istedi, notunu yeni bulmuştu da... Anne ağlıyordu, "Dün kaybettik oğlumu." dedi. Cenazeden birkaç gün sonra anne, oğlunun odasına girebildi sonunda. Ortalığa çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı, oraya atılmış bir yığın açılmamış paket gördü. Paketleri aldı, oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı. İçinde bir CD vardı, bir de minik not... "Merhaba, sizi öyle tatlı buldum ki, daha yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı? Sevgiler... Jacelyn." Anne, bir paketi daha açtı, onda da bir CD ve bir not vardı: "Siz gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi beni bu gece davet edin, artık. Sevgiler.. Jacelyn." 

Kaçış Planı

Amerika’da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bir adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bir gün bahçede volta atarken gardiyanların bir tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bir cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı’nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bir gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş.
Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.
Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.
Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bir zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. “Acaba kendim çıkabilir miyim?” diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!:)

İzleyiciler